Bu haftaki röportajımızı, gelirleri deprem bölgesinin kalkınmak üzere AHBAP’a bağışlanan UMUT koleksiyonunun üretim sürecinde ekibimizle yolları kesişen değerli sanatçı Çağla Çağlar ile gerçekleştirdik. Yirmi yıla yakın süredir sektörde yoğun çalışmalarını sürdüren Çağlar, film-dizi yönetmenliği ve fotoğraf üzerine yoğunlaşmış durumda. Sohbetimiz esnasında Türkiye’de sanata ilginin devinim süreci ve sektörün dinamikleri hakkında konuştuk. Dijitalleşmenin ve sosyal medyanın etkisiyle sanatın kapsayıcılığının arttığını ve daha çok kişiye ulaşabildiğine değinen Çağlar, sohbetimizin sonunda sanat sektöründe bir kariyer isteyen gençlere tavsiyelerde de bulundu.

 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Çağla’nın bugüne kadar nasıl bir yolculuğu oldu?

1990 İstanbul doğumluyum. Kendimi bildim bileli fotoğrafa ve filmlere ilgim vardı. Lise çağlarında artık iyice emin olup bu sektöre yöneldim. 11 sene dizi - film gibi çeşitli işlerde reji yaptım. Bu süreçte Fotoğrafçılık okudum. Şu anda da hem fotoğraf hem de klipler ve filmler çekiyorum.

Çağla Çağlar'ın İşlerinden

 

Herkesin bir kameraya erişiminin olduğu dijital bir çağda, sanatsal fotoğrafçılığı günlük anı fotoğraflarından ayıran şey nedir? İzleyiciyi etkileyecek benzersiz ve düşündürücü görseller yaratmak için nasıl bir üretim süreci izliyorsunuz?

Dijitalleşmeyi gerekli görmenin yanı sıra sanatsal fotoğraftaki en önemli konunun kompozisyon yaratmak olduğunu düşünüyorum. Makinelerin, telefonların kalitesinin önemi su götürmez bi gerçek olsa da bunları sadece aracı olarak görüyorum. Doğru kompozisyon, ışık ve renk yönetimini iyi yaptığınızda neyle çekerseniz çekin o fotoğraf izleyiciyi doğru yerden yakalar. Ben daha çok kurgusal fotoğraflarla ilgileniyorum. Bi konu veya durum düşünüp onları adeta bir film setiymiş gibi çekiyorum.

 

Sanat, güçlü duyguları tetikleyebilir ve toplumsal normları sorgulayabilir. Toplumda sanatın değerini yükseltme konusundaki rolünüzü nasıl görüyorsunuz?

Sanatın her dalının bize yeme içme kadar ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu dalların hiçbiri ya da birkaçı bile olmasaydı hayat oldukça sıradan ve çekilmez olurdu. Anlaşılmak, anlamak, yol göstermek, hissettirmek, hissetmek için muazzam bir araç sanat. En önemlisi de yaptığınız her şeyin sonsuza kadar kalıcı olabilmesi. Sadece bulunduğunuz zamanı veya lokasyonu değil sınırsız bi nesli ve yeri etkiliyorsunuz. Bu her sanatçı için en büyük lüks. Ben şu an veya daha sonra işlerime bakıp ufacık da olsa ilham alabilen, anlaşıldığını hisseden, duygularına bi şekilde tercüman olabildiğim herkesi kazanım olarak görüyorum. Bu dünya mantıklı düşünmek için fazla karmaşık. O yüzden yaşadığımız her duygunun veya durumun dışarı vurulması nasıl ki beni rahatlatıyorsa izleyiciyi de o şekilde rahatlatıyor ve kendine yeni bir dil, yeni bir kapı bulabiliyor. İnsanlara doğru ve gerekli bi yerden her daim ulaşabilmeyi bu konudaki rolüm olarak tanımlayabilirim sanırım.

Çağla Çağlar'ın İşlerinden

 

20 yıla yakın kariyeriniz boyunca, sektörün ve halkın sanata olan yaklaşımında değişikliklerin farkındasınız. Türkiye'de sanata ilginin ve takdirin nasıl evrildiğini düşünüyorsunuz? Sanatsal fotoğrafçılık ve filmlere insanların katılımında belirli eğilimler veya değişiklikler fark ettiniz mi?

Sanata hep aşina olan insanlarda ilginin azaldığını düşünmüyorum. Aksine görünürlük arttıkça bence ilgi de fazlalaştı. Bu konuda sosyal medya da fazlasıyla etkin. Her zaman olumlu yönde işlemese de çoğu kişiyi etkiliyor. Çok hakim olmayanlar bile sosyal medyasında gördüğünde herhangi bir sergiye veya filme gitmek istiyor. Bunların kaçı gerçekten o döngünün içine girebiliyor tartışılır ama dijitalleşmenin ve ulaşılabilirliğin kolaylığı insanları sanata biraz daha yöneltti gibi geliyor bana.

 

Teknoloji, fotoğrafçılık ve film sektöründe önemli bir etkiye sahip oldu. İşinizin sanatsal bütünlüğünü korurken teknolojik gelişmeleri nasıl benimsiyorsunuz? Yaratımlarınızda özellikle etkili bulduğunuz belirli teknikler veya araçlar var mı?

Teknolojiyi ilerledikçe takip etmek, benimsemek ve yaptığınız işlere entegre etmek var olmak için önemli bi nokta. Çıkan her yeni şeyi tabii ki bilemesem de bana faydalı olacak araçları öğrenip onlarla bir şey yapmaya çalışıyorum. Mesela artık telefon fotoğrafçılığı diye bir şey var. Ben de fotoğraflarımı en yakınımda o olduğu için çoğunlukla telefonla çekiyorum. Eksileri var mı, tabii. Derinlik açısından istediğinizi elde edemeseniz de çoğu yönden beni tatmin ediyor. Fimler için de bu şekilde. Eski yeni fark etmeksizin birçok kamerayla istediğiniz her şeyi çekersiniz. Hepsinin de verdiği haz, renk, duygu farklı olur. Son kertede teknoloji amaç değil araç. Bu yüzden neyi ne şekilde çekmek istiyorsanız teknolojiden de o kadar faydalanmanız gerekiyor.

 

Bir fotoğraf veya film çekimine başlamadan önce nasıl bir araştırma ve planlama süreci izliyorsunuz? İlhamınızı ve vizyonunuzu nasıl somutlaştırıyorsunuz?

Benim için öncesi her zaman daha önemli. Ne kadar programlı ve öngörülü başlarsanız o kadar rahat çekersiniz. Bu kurgusal fotoğraf için de film için de aynı. Pratikleriniz ne kadar fazlaysa hem süreciniz hem de çekim aşaması kolay ve zevkli geçiyor. Ben daha çok duygularla ilgilendiğim için öncesinde duygu tahlillerine çok önem veriyorum. Sonrasında doğru mekanı bulmak için araştırma yapıyorum. Duyguyu en iyi yansıtacak renk paletine karar veriyorum. Biraz da fikrin olgunlaşmasını bekliyorum. Sonrası çok kolay. Deklanşöre basıyorum :)

Çağla Çağlar'ın İşlerinden

 

Kendi sanatsal gelişiminizi sürekli olarak nasıl besliyorsunuz? Yeni teknikler, trendler veya sanatsal yaklaşımlar hakkında nasıl güncel kalıyorsunuz?

Çoğu zaman ilham denen şey n’apsanız gelmiyor. Bazen dinlediğim bi müzik, izlediğim bi film, başıma gelen herhangi bir şey beni besliyor. Bol bol sergi geziyorum. Film izliyorum. Beni besleyen, birbirimizi yüksekte tutabildiğimiz ve üretken arkadaşlarımla daha çok vakit geçiriyorum. Çünkü nolursa olsun tekil bi iş yapmıyoruz. Etrafımızdaki her etken bizi yükseltip alçaltabiliyor. Üretkenliğin sürmesi için doğru diyaloglar ve doğru yönlenmelerin önemine çok inanıyorum.

 

Son olarak, Türkiye'deki genç sanatçılara veya yönetmen adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir? Sektöre adım atan veya kariyerlerini ilerletmek isteyen genç yeteneklere ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Vazgeçmesinler :) Çünkü üretim, sekteye uğraması en muhtemel şey. En ufacık bi mental çöküşünüz, maddi sıkıntılar, kurulan ilişkiler sizi bu alandan koparmaya yetiyor. Ama bizim gibi insanların içindeki üretim aşkı, yaptığımız işten aldığımız haz; bizi tüm vazgeçmelerden alıkoymalı. Birçok insanın yapamadığını yapıyor ve duygularımızı herhangi bir sanat dalıyla ifade ediyoruz. Bu büyülü histen vazgeçmek bizi ileride daha mutlu insanlar yapmayacak. Bu yüzden çabaya devam. Geliştikçe ve ürettikçe kaygılarımızdan, mutsuzluğumuzdan, öfkemizden arınacağız.

Çağla Çağlar'ın İşlerinden


Yorum yap

×